1.
HAYATI
Cumhuriyet
dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Attila İlhan, 1925'te
İzmir'in Menemen ilçesinde dünyaya gelmiştir.İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü
İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde. İzmir Atatürk
Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet
şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat’ında 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan
uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı, iki ay hapiste yattı. Türkiye’nin
hiçbir yerinde okuyamayacağına dair belge verilince eğitim hayatına ara vermek
zorunda kaldı. Danıştay kararıyla 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve
İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. 1946’da mezun oldu. İstanbul Hukuk
Fakültesi’ne kaydoldu. Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini yarıda bırakıp 1949’da
Nazım Hikmet’i Kurtarma Komitesi’ne katılmak için Paris’e gitmiştir. 1950
yılında Paris’ten dönen Attila İlhan, Gerçek adlı gazetede çalışmıştır. Bir
çevirisi yüzünden kovuşturmaya uğrayan şair 1951 yılında tekrar Paris’e
gitmiştir. 1952 yılında yurda dönüş yapan İlhan, bobstil ve alafranga olarak
adlandırdığı Garipçilerin karşısında yer almış ve 1954-1955 yıllarında
yayımlanan Mavi dergisinde topladığı genç şairlerle beraber bu akıma karşı
eleştiriler yapmışlardır. 1968 yılında Biket Hanım ile evlenmiştir. 1973-1980
yılları arasında Ankara Bilgi Yayınevi’nde danışmanlık yapan şair 1981 yılından
sonra İstanbul’da yaşamını sürdürmeye devam etmiştir. 2005’te İstanbul
geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir.[1]
2.
ŞİİRLERİNDE BATI
Attila
İlhan'ın çok yönlü kişiliği içerisinde en güçlü ve en geniş kitlelerce
tanınmasını sağlayan yanının şairliği olduğunu rahatlıkla söylenebilir. İlk
şiiri Balıkçı Türküsü'nü 1941'de Yeni Edebiyat dergisinde yayımlayan İlhan,
1946 CHP Şiir Yarışması'nda ''Cebbar oğlu Mehemmed'' şiiri ile Cahit Sıtkı ve
Fazıl Hüsnü gibi şairlerin arasında ikinciliği kazanmasıyla edebiyat
çevrelerinin ilgisini çekmeye başlar. O zaman kadar pek tanınmayan Attila
İlhan'ın aldığı bu derece kimi gazetelerde duyurulurken dönemin şairlerinden
Ziya İlhan ile karıştırıldığı da olur.Attila İlhan ilk şiir kitabı olan Duvar'ı
1948 yılında annesinin verdiği 1000 lirayla 1000 adet bastırarak edebiyat dünyasında
ciddi anlamda adından söz ettirir. Yedinci şiir kitabı Tutuklunun Günlüğü ile
1974'te Türk Dil Kurumu Şiir Armağanı'nı kazanır. Son şiir kitabı Kimi Sevsem
Sensin'i de 2001'de yayımlar.[2]
İlhan'ın Fransa yolculuğu özellikle Abbas Yolcu adlı gezi yazılarını
derlediği kitabında uzun uzun ve farklı bir üslupla anlatılır. Düz yazı
eserlerine yansıyan yolculuk izlenimleri ve Paris hayali, İlhan'ın şiirlerinde
de çok açık olarak kendini gösterir.Bu izlenimlerin yer aldığı ikinci
şiir kitabı Sisler Bulvarı önemlidir. Kitapta yer alan Başka Yerde Olmak şiiri
Paris yolculuğunu, yolculuk esnasındaki heyecanını ve mutluluğunu göstermesi
bakımından önemlidir. Şiirdeki ifade tarzları hem Abbas Yolcu'yu
hem de İlhan'ın ikinci romanı Zenciler Birbirine Benzemez'i çağrıştırır.
Yine bu kitapta yer alan Tatyosun Kahrı şiirinde İlhan'ın Paris yolculuğunda
tanıştığı arkadaşı Tatyos'un işlendiği görülür.[3]
Attila
İlhan'ın Paris yaşamı şiirlerine en fazla yansıyan unsurlardandır. Sisler
Bulvarı'nın bir uzantısı mahiyetinde olan Yağmur Kaçağı'nda da Paris yıllarının
izleri görülür. Kitabın Bulvardia bölümü bu bakımdan önemlidir. İlhan'ın
dördüncü şiir kitabı Ben Sana Mecburum'un, Askıda Yaşamak bölümünün ''Büyük
Yolların Haydudu'' şiirinde, hem Paris izleri hem İlhan'ın Fransa'da tanıştığı
ve hiç unutamayacağı ressam arkadaşı Margot'tan izler vardır. Fransızcasını
iyice geliştiren İlhan artık şiir kitaplarına Fransızca alıntılar yapmaya
başlar.[4]
Emperyalizm,
batının Attila İlhan'ın şiirine yansıyan bir başka yönüdür. Duvar'da bulunan
kimi savaş temalı şiirlerinde Batının emperyalist yönünü görmek mümkündür. Ben
Sana Mecburum'da yer alan Cehennem Dairesi bölümü şiirlerinden Cezayir
Mektubu'nda Cezayir'in sömürgeleştirilmesi üzerinde durulur. Waldorf Astoria ve
Orta Doğu'dan Gece Telgrafları'nda, Tutuklunun Günlüğü'nün Teleks bölümündeki
kimi şiirlerde de emperyalizm teması işlenir.[5]
İlhan'ın batı edebiyatı nazım şekilleri
kullandığı şiirleri, ilk şiir kitabı Duvar'da görülür. Marianne adlı uzun
şiirinin aralarına yerleştirilen balat formundaki şiirin varlığı dikkat
çekicidir. Bu şiir François Villon'un balatlarından hareketle yazılır ve şiirde
balatın klasik özelliklerine uyulur. Ancak İlhan daha sonra yazdığı şiirlerinde
sadece ses özellikleri yönüyle balatlardan yararlanır. Böyle Bir Sevmek'in
Kavaklıdere Balatları bölümünde yer alan İhtiyar Baladı şiiri, İlhan'ın on
birinci şiir kitabı Ayrılık Sevdaya Dahil'in Yanlış Balatlar bölümü şiirleri ve
on ikinci şiir kitabı Kimi Sevsem Sensin'deki Uçuk Kızlar Baladı şiiri klasik
balat özelliği taşımazlar. Bu şiirler daha çok ritim yönüyle balat izlenimi
uyandırırlar.[6]
Savaş,
İlhan'ın şiirlerinde üzerinde durulan diğer bir öğedir. Romanlarında da sıkça
ve kapsamlı şekilde ele alınan bu tema, ilk şiir kitabından itibaren karşımıza
çıkar. I.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili şiirleri ilk şiir kitabı
Duvar'da yoğun bir şekilde görülür. I.Dünya Savaşı İlhan'ın dokuzuncu şiir kitabı
Elde Var Hüzün'de de işlenir. II.Dünya Savaşı ise İlhan'ın ilk şiir kitapları
içinde en fazla Duvar'da ele alınmıştır. Kitabın Şafak Vakti Dünya bölümünde
II.Dünya Savaşı ile ilgili şiirler yoğunlaşır. Sisler Bulvarı'ndaki Yer Altı
Ordusu bölümü şiirleri, Duvar'da yer alan Şafak Vakti Dünya bölümündeki
II.Dünya Savaşı temalı şiirlerin devamı niteliğindedir. Tutuklunun Günlüğü'nde
de bu tarz şiirler görülmektedir. Sisler Bulvarı'nda yer alan Barakmuslu
Mezarlığı şiiri, Kore Savaşı'nı; Ben Sana Mecburum'daki No Pasaran şiiri,
İspanya iç savaşını işler.[7]
3.
SONUÇ
Attila
İlhan'ın yaşamı boyunca Batı kültürü ile olan ilişkisine, batıya karşı aldığı
tavra, batılı izlerin hangi şiirlerinde görüldüğüne ana hatlarıyla değinmeye
çalıştık. Attila İlhan Paris seyahatleri öncesi batıya olumlu gözle bakarken,
Fransa seyahatleri sonrası batı kültürü ile kendi kültürünü karşılaştırır ve
giderek batıya karşı olumsuz bir tavır takınmaya başlar. Attila İlhan'ın Paris yaşamı şiirlerine en
fazla yansıyan unsurlardandır. Fransa yolculuğu özellikle Abbas Yolcu adlı gezi
yazılarını derlediği kitabında uzun uzun ve farklı bir üslupla anlatılmıştır.
Emperyalizm de batının Attila İlhan'ın şiirine yansıyan bir başka yönüdür. İlk
şiir kitabı Duvar'da bulunan kimi savaş temalı şiirlerinde Batının emperyalist
yönünü görmek mümkündür. İlhan'ın batı edebiyatı nazım şekilleri kullandığı
şiirleri de yine ilk şiir kitabı Duvar'da görülmektedir. Marianne adlı uzun
şiirinin aralarına yerleştirilen balat formundaki şiirin varlığı dikkat çekicidir.
Sonuç olarak, batı sorunsalı Attila İlhan'ı öteden beri ilgilendirmiş ve bu
sorunsal çoğu zaman savunduğu fikirler doğrultusunda şiirlerine de yansımıştır.
KAYNAKÇA
http://www.bilgiustam.com/attila-ilhan-kimdir/ ERİŞİM TARİHİ: 24.12.2015
http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/1095-attila_ilhanin_hayati_sairligi_ve_edebi_kisiligi.html
ERİŞİM TARİHİ: 26.12.2015
http://turkoloji.cu.edu.tr/makale_sistem/tum_list.php ERİŞİM TARİHİ:
27.12.2015
http://www.edebiyatfakultesi.com/attila-ilhan.htm ERİŞİM TARİHİ: 28.12.2015
[2]http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/1095-attila_ilhanin_hayati_sairligi_ve_edebi_kisiligi.html
ERİŞİM TARİHİ: 26.12.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder